KORKU NAMAZI KILMANIN
CAİZ OLDUĞU HALLER
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir insanın ancak düşmanın kendisine yakın olduğunu görmesi
ve saldırılarından emin olmaması, bir yerden saldırıya geçmelerinden korkması
veya doğru söylediğinden emin olan birinin gelip düşmanın kendisine yakın bir
yerde bulunduğunu söylemesi veya kendisine doğru yürüyüşe geçen düşmanın
saldığı bir korkunun olması hallerinde namazını korku namazı olarak kılması
caiz olur. Bu durumlardan biri söz konusu olduğunda korku namazı kılınabilir.
Ama bu hallerden biri gerçekleşmemişse bu durumda namazı korku namazı şeklinde
kılmak caiz olmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir adam, düşmanla ilgili bir haberle gelse kendisine haber
ulaşan da bu habere dayanarak korku namazı kılsa, sonra düşman geri gitse,
namazını yeniden kılması gerekmez. Bunların tümü kişinin düşmanla aynı
güzergahta olmasıyla ilgilidir. Bir kimse ancak büyük zorluklarla veya kapıyı
kırmakla ulaşılan sağlam bir kaledeyse veya geniş bir hendeğin çevrelediği bir
yerde bulunuyorsa ve düşmanın kendisine ulaşması için o geniş hendeği
doldurması gerekiyorsa, böyle bir durumda korku namazı kılamaz. Korunaklı bir
köyde bulunuyorsa da korku namazı kılamaz. Ama rahatlıkla girilebilen korumasız
bir köyde bulunuyorsa veya çevresinde pek geniş olmayan kolaylıkla aşılabilen
bir hendek bulunuyorsa, namazı korku namazı olarak kılar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Şayet (namaz kılanlar) düşman ülkesinde bulunuyorlarsa ya da
düşman ülkesinde bulunınuyorlarsa ve uzaktan düşman olduğunu sandıkları bir
kalabalık görüyorlarsa korku namazını kılmamalarını yeğlerim.
Korku namazının
kılınınamasını yeğlediğim bütün durumlar için benim önerim şudur: Eğer korkuya
kapılıyorlarsa imam tıpkı korku hali dışındaki namazlar gibi bir gruba namazı
kıldırır, diğer grup ise onlara korumalık yapar. Namazı bitirince de o ve
beraberindekiler öbür gruba korumalık yaparlar ve birine de onlara imamlık
etmesini emrederler.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Müslümanların ülkesinde mühimmat ve silah deposunda nöbet
tutan, bu arada müşriklerin mühimmat ve silah deposunda nöbet tutanları
gözetleyen ve görevlerini ihmal etmeleri durumunda düşman tarafın bir girişimde
bulunmasından endişe edilen Müslümanlar için de iki depoyu da koruyan bir engel
bulunmuyorsa veya en azından birbirlerine saldında bulunmaktan ziyade
kuvvetleri için keşifte bulunmakla görevli bulunuyorlarsa bu durumda da
yukarıdaki gibi namaz kılmalarını öneririm.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer benim korku namazını kılmayı mekruh saydığım hallerin
birinde Resulullah (s.a.v)'in Zatu'rRika'da kıldığı gibi korku namazını
kılarlarsa ilk grubun namazı yeniden kılmasını tercih ederim. Ama imamın ve
ikinci grubun namazı yeniden kılmasını tercih etmem. Bununla beraber ilk grubun
da kesin olarak namazı iade etmesi gerektiğine dair açık bir kanıt yoktur.
çünkü ortada gerçekten bir korku olmasa da namazı korku sebebiyle kılmışlardır.
Nitekim bir adam korku hali dışındaki normal zamanlarda da namazının bir
kısmını imamla birlikte, bir kısmını da münferiden kılabiliyor ve namazı iade
etmesi de gerekmiyor.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Düşman kuvvetleri olduğunu sandıkları bir kalabalık
görürlerse, sonra bunların düşman olmadığı ortaya çıkarsa ve Peygamber
efendimizin Zatu'r-Rika'da kıldığı gibi korku namazı kılmışlarsa, imam da, iki
grup da namazlarını yeniden kılmazlar. Çünkü hiçbiri namazlarını tamamlayıncaya
kadar kıbleden başka tarafa yönelmemişler. Ayrıca korku sebebiyle bu şekilde
namaz kılmışlardır. Aynı şekilde Resulullah (s.a.v)'in hurma bahçesinin
derinliklerinde kıldığı gibi veya Usfan'da kıldığı gibi korku namazını kılarlarsa
korumalık yapan grubun namazını yeniden kılmasını tercih ederim, ama bunu
zorunlu görmem. İmam da, korumalık yapmayan grup da namazı yeniden kılmak
zorunda değildir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bazılarının bir eleştiri olarak söylemeye çalıştığı gibi biz
bu babda alabildiğine az meseleyi işliyoruz, çünkü ancak çok şiddetli korku
hallerinin dışında korku namazının kılınmasını öngörmüyoruz. Ama biri bu tarz
bir korku söz konusu olmaksızın korku namazını kılarsa da bize göre namazını
iade etmesi gerektiğine ilişkin açık bir kanıt da yoktur.
Sonraki için tıkla:
İMAMLA BİRLİKTE
KORKU NAMAZINI KILANLARIN SAYISI